banner3

25 Nisan 2024 Perşembe

Almanya Filistin’e yardımlara tekrar başlıyor

Çare; neşter atmak, gaz almak değil

02 Temmuz 2016, 20:27
Çare; neşter atmak, gaz almak değil
Muhsin Ceylan
 Bizler genelde hep güncel olaylarla meşgul olmayı seven insanlarız. Bu alışkanlığımıza inat, bu yazımızda da, güncelin dışında bir konuyu sizlerle paylaşalın derim. Federal Büyük Koalisyon (CDU/CSU-SPD) Hükümeti’nin, son Yabancılar Raporu’nu görmüş olmalısınız. Rapor verilerini kamuoyuyla paylaşan Federal Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz, uyum konusunda daha yapılacak çok işlerin olduğuna dikkat çekiyordu.  ‘Uyum’ tartışmalarının anahtar kavramı ‘eğitim’. Bu konuda Bakan Özoğuz, "Almanya’da,  gerek sosyal durumu gerekse kültürel kökünden bağımsız olarak ülkemizdeki her gence hala yeteneklerine göre eğitimde yükselme imkanı sunmayı başaramıyoruz" derken, kurumsallaşmış ayrımcılığın adını da resmen koymuş oldu.
 
Rapordaki rakamlar günümüz ve gelecek açısından adeta tehlike çanları çalıyor: Almanya’da 20 ila 29 yaşları arasında olan 1,3 milyon genç, meslek sahibi değil ve bunların istihdam edilme perspektifleri adeta yok gibi. Bu 1,3 milyonluk sayının yaklaşık üçte birini göçmen asıllı gençler oluşturuyor. Almanya, nihayet söylem itibariyle kabul ettiği ‘göç ülkesi’nden, ‘göç toplumu’na geçişte ciddi altyapı ve politik açılım noktasında sistemli değişmezliğini, kısırlığını sürdürüyor. Rapor bir defa daha gösterdi ki, kronikleşmiş sıkıntıları ‘zirve’ gösterileriyle, konjonktürel politik açıklamalarla geniş zamana yayarak aşmak mümkün değil.
 
Almanya’da yaşanan ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, ülkeye bilhassa yeni mülteciler dalgasıyla göçün artması akabinde tavan yaptı. Camilere, sinagoglara ve kiliselere saldırıların geçen yıllarla oranlarını düşünün. İstihdamdaki ‘öteki’ muamelelerini hatırlayın. Eğitimdeki şans eşitsizliğine bakın. Hep haklı olarak vurgulanan diplomalılık da işe yaramıyor... Tüm bu menfi gelişmeler karşısında toplumda ciddi duyarlılıktan bahsetmek en azından şimdilik gözükmüyor. Almanya'da 16,3 milyon yabancı asıllı yaşıyor. Bunların içindeki en büyük grubu yüzde 18,3 ile yaklaşık 2,9 milyonu Türk. Demografik olarak çok önemli bir özellik de asli yerlilerde 46,4 olan yaş ortalaması göçmen asıllılarda 35,5.
 
Göçmen asıllı yeni yerli çocukların kreşlerde ve okullarda Almanca'yı öğrenmeleri için altyapı eksiklikleri had safahada. Almanya genelinde 3 ila 5 yaş çocukların yüzde 35’i göçmen asıllı. Çok dilli yetişen bu kuşağın eşit eğitim sürecinden geçememeleri ülke eğitim sistmenine atılması gereken ciddi neşteri bir daha ortay koyuyor. Politikacılarımızın vaziyeti idare babında yaptıkları açıklamaların aksine, toplumsal ve bireysel olarak çok dilliliğin getirdiği potansiyeller okullarda ve kreşlerde gereken desteği maalesef görmüyor. Öğretmen ve eğitmenlerimizin çalışma şartları, ülke demografik yapısına paralel bir şekilde reform edil(e)miyor.
 
Eğitim sisteminde fırsat eşitliği hala sağlan(a)mıyor. Alman gençlerde yüzde 41,2’lik liseye gitme oranı göçmen asıllı gençlerde ise, sadece yüzde 16,2. Toplumsal birlikteliğin güçlendirilmesi ve kalifiye eleman ihtiyacının karşılanması açısından  göçmen asıllı gençlerin meslek eğitim yapmaları ve diploma elde etmelerinin önündeki engelleri nesnel tartışmalarla aşmaya mahkumuz. Meslek eğitimi için yeni yerli gençlerin asli yerli akranlarıyla  aynı yeterliliğe sahip olmalarına rağmen hala isimlerinden dolayı mülakata çağrılmayarak ayrımcılığa uğruyorsa, bu kurumsal ayrımcılık cenazesini kaldırmak, tabusuz tartışmalarla hepimize düşüyor.

Koalisyon (CDU/CSU-SPD) Hükümeti’nin, bu 10. Yabancılar Raporu’nda, nüfusun yüzde 61,5’inin Hristiyan inancına sahip olduğu belirtilirken, Müslümanların sayısının ise 3,8 ile 4,3 milyon arasında olduğu yer alıyor. Hükümetin ırkçılık, göçmen ve Yahudi düşmanlığı ile mücadele etmenin öncelikli görevleri arasında yer aldığı vurgulanmasına rağmen, toplumsal gelişmelere baktığımızda bu tezin vasat uygulamalarının karşılığını görmek şimdilik maalesef mümkün değil.  Çözüm bekleyen problemlerimize neşter atmak yerine iyi niyet açıklamaları ve arzu kipli cümlelerle ifade etmek, belki toplumsal gaz sıkışmalarına anlık palyatif çaredir fakat, yakın orta veya uzun vadede problemlerin kangrenleşmesine sebep olur ve bunun da bu ülkedeki asli ve yeni yerlisiyle kimseye faydası ol(a)maz...

    Yorumlar

HAVA DURUMU
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
NAMAZ VAKİTLERİ
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
EN ÇOK OKUNANLAR
EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
SPOR TOTO SÜPER LİG
Tür seçiniz:
E-GAZETE
ARŞİV
banner4