banner3

19 Mart 2024 Salı

Veyis Güngör'den yeni bir kitap: Avrupa Türkleri Üzerine Düşünceler.

Fantastik bir düşünce: Cami Vergisi

28 Aralık 2018, 10:22
Fantastik bir düşünce: Cami Vergisi
4. Alman İslâm Konferansı’nın fiyasko ile neticelenmesinin ardından gündem gülleri heybelerinden çok eskide kalmış bir tartışmayı tekrar tedavüle sokarak Müslümanlar üzerindeki taarruzları başka bir cepheden sürdürme yolunu seçtiler. Neymiş efendim, Almanya’daki Müslümanları Türkiye’nin etkisinden kurtarmak için camilerin masraflarının karşılanması Almanya’da sağlanmalıymış. Bunun da en pratik yolu Hıristiyanların kilise vergisi (Kirchensteuer) ödedikleri gibi Müslümanların da cami vergisi (Moscheesteuer) ödemesiymiş. Bundan toplanan paralarla camilerin ve din görevlilerinin masraflarının karşılanacak, böylece Türkiye’nin yardımlarına ihtiyaç kalmayacakmış.

Eğer bu konuyu sadece asli görevleri ortalığı karıştıracak, toplumu oyalayacak, gerilimi arttıracak konu bulmak olan devşirme takımından birkaç kişi dile getirseydi, hiç üzerinde bile durmaya değmezdi. Ancak işin içine konunun aslını esasını bilmesi gereken siyasetçi, idareci, bürokrat esnafı birtakım kişiler de girince ‘karşı tarafın’ içine düştüğü şaşkınlığı, acziyeti bir kez daha müşahade ettik.

Almanya’da Kilise Vergisi, Weimar Cumhuriyeti döneminde başlayan, savaş sonrasında Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından da devam ettirilen, devletin kendisi için topladığı vergiler dışında Katolik ve Protestan inancına sahip kişilerden toplayıp kiliselere aktardığı bir vergidir. (Doğu Almanya eyaletlerinde komünist yönetim döneminde ara verilen uygulama birleşmeden sonra tekrar başlatıldı.) Vergi oranı eyaletlere göre %8-9 civarındadır. 2017 yılında Almanya’da Katolik Kilisesi için toplanan vergi 6,43 milyar €, Protestan Kilisesi için ise 5,67 milyar €’dur. Kilise Vergisi uygulaması, Kilise ile Devlet’in sınırlarının, görev ve sorumluluklarının belirlendiği Devlet Anlaşması (Staatsvertrag) ile belirlenmiştir. Devletin bu anlaşmayı yapabilmesi için Anayasa’da ve Eyalet Anayasaları’nda belirlenen kriterlere sahip muhatap kurumların varlığı gereklidir. Devlet’in muhatap alacağı kurumlar ya din (Anayasa’daki ifadesiyle Kirche=Kilise) veya Dini Cemaat (Religionsgemeinschaft) olmalıdır. Almanya’daki Müslümanlar yıllardır Almanya’nın Müslüman cemaatleri bu kategoriler çerçevesinde tanımasının mücadelesini vermektedirler.

Bir kurumun din veya dini cemaat olarak kabulü, Müslümanların eğitimden sağlık hizmetlerine, dini hak ve hürriyetlerden din adamlarının yetiştirilmesine, ibadetler, bayramların kutlanması vs gibi bir hayli problemini çözecektir. Ancak Almanya, zaman zaman bazı dini gruplara mavi boncuk gösterse de buna yanaşmamaktadır. Bunun sebebi gelinen çağda Alman Anayasası’nın ‘din’ söz konusu edildiğinde hala sadece Hıristiyanlığı anlaması, İslâmiyeti bir din olarak görmemesi ve insan hak ve hürriyetleri ile din ve vicdan hürriyeti konusunda ırkçı, ayrılıkçı, reddiyeci tavrından vaz geçememesidir.   

Cami vergisinin ihdası öncelikle Müslümanları temsil eden kurumların anayasal çerçevede kabulünden geçmektedir. Almanya, buna yanaşmazken diğer taraftan Müslümanların da Hıristiyanlıktaki gibi kilisevari bir yapılanmaya gidişini teşvik etmektedir. Bilindiği gibi ülkedeki Hıristiyanlar kilise vergisini bağlı ve kayıtlı oldukları kilise için ödemektedirler. Fakat İslâmiyette, özellikle sünnî anlayışta ‘kayıt’ geleneği yoktur. Çünkü bu ruhbanlaşmanın, dini yönetici hükümran bir sınıfın önünü açan mahzurlu bir uygulama olarak görülmektedir. Şia’nın bir kısmında güçlü hiyerarşik yapılanma mevcutsa da, bu durum Almanya’nın gündeminde yer almamaktadır.

Fantezi bu ya, bir an için Almanya’nın gerekli anayasal ve kanuni çerçeveyi uygun hale getirdiğini düşünelim; peki bu vergiler toplandığında kime tahsis edilecektir? Türkiye’nin uzantısı diye Diyanet İşleri Türk İslam Birliği – DİTİB’i reddeden, fundamentalist diye Milli Görüş’ü takip ve baskı altında tutan, gizli tarikat diye İslâm Kültür Merkezleri’ni (Süleymanlılar) ezen, cemaat sahibi her dini gruba bir kulp bulan Almanya acaba vergileri kimler, hangi kurumlar vasıtası ile değerlendirecektir?    

Sayıca Müslümanların tamamına yakınını temsil eden kurum ve kuruluşlarla sürekli problem üreten, onları kriminalize etmek için her yola başvuran, bunlarla yetinmeyin Müslümanlar için yeni bir din inşası peşinde koşan Almanya’nın gönlünden geçen herhalde kendilerini laik, seküler, liberal, eleştirel vs diye adlandıran kişilere yeni kaynak aktarımlarına yol bulmaktır. Fakat, devşirmeler için zaten bulunmuş ve yürüyen daha pratik ve başarıyla yürüyen sistemler varken, bu kadar dolambaçlı yollara sapmaya ne gerek var?

    Yorumlar

HAVA DURUMU
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
NAMAZ VAKİTLERİ
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
EN ÇOK OKUNANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
SPOR TOTO SÜPER LİG
Tür seçiniz:
E-GAZETE
ARŞİV
banner4