Bulunan yeni rezervler ile Suudi Arabistan’ı geçerek dünyanın en büyük petrol ülkesi konumuna yükselen Venezuela’da siyasi istikrarsızlıkların sonu gelmiyor. Yasama, yürütme ve yargı arasında yaşanan yetki kavgası, devlet başkanı Nicolás Maduro’nun baskı yönetimini giderek daha da kurumsallaştırmasına yol açıyor. Coğrafi konumu ve zengin kaynakları ile dikkati çeken ülke, Avrupa ülkeleri ve ABD tarafından diktatörlük yönetimi ile suçlanıyor. Yıllarca yaşanan darbeler, kargaşa dönemleri ve dış odakların müdahaleleri ile gündemde kalan Latin Amerika ülkesinin Chavez sonrasında da arzu ettiği huzur ve barış ortamına kavuşamadığı görülüyor.
Venezuela’yı son günlerde tekrar dünya gündemine taşıyan hadise, yüksek mahkemenin parlamentonun yetkilerini elinden alması. Siyasi yorumcular, bunun başkan Maduro’nun otoritesini pekiştirmek için atılmış bir adım olduğunu söylerken, karara kendi taraftarlarından da itirazlar yükselmekte. Savcılığın yüksek mahkeme kararını hukuk’a aykırı olarak değerlendirmesinin ardından Maduro konuyu titizlikle inceleteceğini ifade etti. Sert tartışmaların ardından bir araya gelen Milli Güvenlik Kurulu sonrası bir açıklama yapan başkan krizin aşılacağını söyledi. Ülke krizle boğuşurken beklenmeyen açıklama Maduros’a yakınlığı ile bilinen devlet savcısı Luisa Ortega Diaz’dan geldi. Diaz, parlamentonun yetkilerinin elinden alınmasını anayasal nizamın kesintiye uğraması olarak değerlendirdi ve ülkenin tekrar demokratik nizama dönmesi gerektiğini söyledi.
Venezuela’da yüksek mahkeme (Yargıtay) geçtiğimiz hafta milletvekillerinin yetkilerini kötüye kullandıkları ve hileli seçim yaptıkları gerekçesi ile yetkilerini elinden almış ve dokunulmazlıklarını kaldırmıştı. Yorumcular yaşananın, başkan Maduro’nun kendi etkisi altındaki yüksek mahkeme kanalıyla muhalefete bir darbe niteliği taşıdığını iddia ediyorlar. Parlamentoda 2015 yılından bu yana muhalefet partileri çoğunluğu ellerinde bulunduruyorlar ve başkan Maduro ülkeyi meclisi baypas ederek kararnamelerle yönetiyor. Yüksek mahkemenin 2015 yılından bu yana hükümet tarafının çıkardığı kararnamelere karşı ses çıkarmazken, parlamentonun birçok kararını iptal etmesi ülkede huzursuzluğa yol açıyor. Yüksek mahkemenin durdurduğu meclis kararları arasında Başkan’ın düşürülmesine dair referandum kararı da var.
Türk siyasetçi, Hollanda'nın "en iyi belediye...
Gurbetçi iş adamının Trabzonspor aşkı
BM Özel Temsilcisi Angelina Jolie NATO'da
AfD'li aşırı sağcı siyasetçi Müslüman...
Almanya'da "Yaşayan Çınarlar Birinci Kuşak"...
Ren Nehri'nde sel nöbeti
Ren Nehri'nin yüksekliği kritik düzeyi aştı
Türk lokantacının yaptığı "kapsalon" Hollanda...
Yorumlar