Arazisi ve tüm inşaat giderleri hayırseverler tarafından karşılanan Mevlana Camii’nin açılışına; Köln Başkonsolosu Hüseyin Emre Engin, Diyanet İşleri Başanlığı Din Eğitimi Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, Köln Anakent Belediye Başkanı Henriette Reker, Köln Din Hizmetleri Ataşesi Ahmet Dilek, Diyanet İşleri Başanlığı Din Eğitimi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Cafer Tayyar Doymaz, Porz Belediye Başkan Yardımcısı Elvira Bastian, Porz Belediyesi Genel Müdürü Norbert Becker, Köln Katolik Kilisesi Komisyon Başkanı Hannelore Bartscherer, Köln Protestan Kilisesi Diyalog Sorumlusu Dorothee Schaper, DİTİB Genel Sekreteri Dr. Bekir Alboğa, Köln Eyalet Bölge Birliği Başkanı İrfan Saral’nın yanı sıra çok sayıda Alman ve Türk davetli katıldı.


İntertürk - Köln

Almanya'nın Köln kentine bağlı Porz'da, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne bağlı Porz DİTİB Mevlana Camii dualarla ibadete açıldı. Açılışa Türk ve Alman kesiminden hayli kalabalık bir kitle katıldı.

Leverkusen DİTİB Mimar Sinan Camii din görevlisi Hüseyin Demir’in Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Dernek Başkanı Ömer Beyazıt caminin inşa süreci ile ilgili bilgi verdi.

Porz Belediye Başkan Yardımcısı Elvira Bastian, Porz Belediyesi Genel Müdürü Norbert Becker, Köln Katolik Kilisesi Komisyon Başkanı Hannelore Bartscherer, Köln Protestan Kilisesi Diyalog Sorumlusu Dorothee Schaper ve Köln Din Hizmetleri Ataşesi Ahmet Dilek yaptıkları konuşmalarında caminin açılışından dolayı duydukları memnuniyeti dile getirerek, Porz şehrinde çeşitli millet ve dinlere mensup insanların olduğunu, bunların huzur ve barış içerisinde yaşadığını, Mevlana Camisinin de şehire farklılık kattığını ifade ederek, caminin insanların ve kültürlerin kaynaşmasına vesile olduğunu bundan dolayı dernek yöneticilerine ve yapıma katkı sağlayan hayırseverlere teşekkür ettiler.

Bu eserin Köln kentinin dini ve kültürel açıdan farklı ve çeşitli olduğunu ortaya koyan bir sembol olduğunu ifade eden Köln Anakent Belediye Başkanı Henriette Reker, „Bu cami birçok insanın birlikteliğinin ve ortak çalışmasının bir eseridir. Bu eser sabrın ve çalışmanın taşa kazınmasıdır. Bu cami sadece bir bina değildir. Bu caminin burada inşa edilmesi aynı zamanda bir dine mensup insanların kendilerini tamamen evlerinde hissetmeleridir. Bu cami insanların başka ülkelerden kendi hayat hikayelerini, tecrübelerini ve tabii olarak kendi dinlerini şehir toplumuna kazandırmaları anlamına gelmektedir. Uyumu en güzel şekilde yaşamanın örnek merkezi olacak bu camide, hedeflerinize ulaşmanızı ümidiyle cami yapımına katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

Hoşgörü için fırsatlar sunmanın, birlikte barış içinde yaşamanın en önemli unsuru olduğuna vurgu yapan Köln Başkonsolosu Hüseyin Emre Engin, „Bu caminin yapımında emek ve enerji harcayan herkesi içtenlikle tebrik ediyorum. Cami gibi kalıcı ve değerli eserler ancak dernek yönetimi, cemaat ve yerel makamlar arasında güvene dayalı bir işbirliği olması halinde mümkün olabiliyor. Ben de bu değerli işbirliği ruhunu ortaya çıkartmış olan Türk ve Alman dostlarımıza içtenlikle şükranlarımı sunuyorum. Almanya’daki Türk toplumunun camiler inşa etmesinin kendilerinin yaşadıkları bu yere, bu toprağa, Almanya’ya ait hissetmelerinin önemli bir göstergesi olduğunu ifade etmek istiyorum. Bugün burada açılışını yapacağımız caminin de Türk toplumunun taşıdığı manevi değer kadar, bir kez daha kendi inançlarına saygı gösterildiğini bilmeleri ve bu toplumun birinci sınıf vatandaşı olarak hissetmeleri bakımından da bence anlam taşımaktadırlar” dedi.

DİTİB‘in her zaman içinde yaşadığı toplumun ve ülkede yaşayan Müslümanların hayrını gözeten bir dini cemaat olduğuna dikkat çeken DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, “Bu yeni yapılan mekan dün ile bugün arasında bir köprü, Almanya’nın ve bizim geleceğimiz için de aynı zamanda bir işarettir. Burası ortak geleceğimizin bir temeli, bir yapıtı ve bir kazancıdır“ dedi.

Camilerin bütün insanları kucaklayacak ortak bir mekan olduğunu söyleyen Aşıkoğlu konuşmasına şöyle devam etti: „Camiler müminler ibadet merkezinin yanında birer eğitim mekanıdır. İnsanların bir araya geldiği, dertlerini, problemlerini paylaştığı mekanlardır. Almanya’da inşa edilen camilerin de bu güzelliği sahiptir. Camiler bizler için Kur’an’ın öğretildiği, Rasullulah’ın tanıtıldığı mekanlardır. Camiler çocuklarımıza dinini, Kur’an’ını, peygamberini öğrettiğimiz mekanlardır. Bu sebeple camiler ve mescidler bizim için vazgeçilmezdir. Bu güzel mekanın oluşumunda emeği geçen herkese teşekkür ediyor, caminin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.“

Mabedlerin tarihinden bahseden Diyanet İşleri Başanlığı Din Eğitimi Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, ”Mabedlerin tarihi dinlerin tarihi ile eş zamanlı sayılabilir. Nerede bir din var ise orada bir de mabed vardır, ibadet edilen bir mekan mevcuttur. Arkeolojik kazılarda bulunan şehirlerde mutlaka bir mabede rastlanır. Bugün biz o mabedleri çıkartarak yaşatmaya çalışıyoruz. Çünkü bu mabedler insanlık aleminin zenginliklerindendir. Bazı dinlerde görkemli mabedlere rastlanır, bu mabedler insanlık tarihi boyunca yaşamış, bu gün de yaşamaya devam etmektedir” dedi.

Kiliseler ve camiler toplumları bir araya getiren mekanlar olduğunu ifade eden Erbaş konuşmasına şöyle devam etti: ”Türkiye’de miladi beşinci asırlardan yaşayan kiliseler var. Bu kiliseler çanlarıyla, cemaatleriyle, camilerin minarelerine benzeyen kuleleriyle yaşamaktadır ki biz de onları yaşatmaya devam ediyoruz. Çünkü hepimizin zenginliğidir bunlar. Cami ismi de İslam‘ın doğuşunun ilk yıllarından itibaren vardır. Cami cem eden, toplayan anlamına gelir. Allah’ın 99 isminden birisinin adı da el-cami dir. Nasıl ki yaratıcı bütün insanlığı sarıp sarmalıyorsa, cami de Allah’ın kullarını içine çekerek rahmetle, merhametle, sıcaklıkla, ibadet aşkıyla sarıp sarmalayan bir yer olarak anlam veriyoruz. Peygamber Efendimizin’in döneminde caminin işlevsel foksiyonlarını burada da görebiliyoruz. Din eğitiminden yoksun çocukların ve geçlerin kötülüklere düşmesi çok daha fazladır. Hangi inançtan olursa olsun o inancın öğretisini küçük yaşta çocuklarına aldırmak zorundadır. Bazı insanların, gurupların yaptığı kötülükleri o dinin kitabından, peygamberinden kaynaklanıyor gibi anlayışları reddediyoruz. Bu bakımdan Avrupa’da İslamafobi’nin etkisinin kırılması noktasında Hırıstiyan kardeşlerimizden özellikle destek bekliyoruz. İslam; kardeşlik, sulh, bir arada yaşama ve kardeşlik demektir. İslamifobiye hep birlikte karşı çıkalım. İslam medeniyetlerinde asırlardan beri farklı inançlardan farklı mezheplerden insanlar bir arada yaşamış, bunun için gerekli zeminler hazırlanmış. Mesala İstanbul’da bir mekan ve o mekanın bahçesinde havra, kilise ve cami vardır. Asırlar boyunca üçü de yanyana yaşamıştır. Mabedlerin ve din adamlarının her anlamda dokunulmazlıkları vardır. Caminin yapımında maddi ve emeği geçenlere teşekkür ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

Konuşmaların ardından dualar eşliğinde caminin açılış kurdelesi kesildi.

Açılışın ardından, cami gezilerek müştemilat hakkında bilgi verildi.

(Ercüment Aydın)