banner3

19 Mart 2024 Salı

Veyis Güngör'den yeni bir kitap: Avrupa Türkleri Üzerine Düşünceler.

Fransa'da İslam eğitimi tartışılıyor

Ercan: "Fransa güçlü bir yapı olursa Müslümanların daha fazla talepte bulunulacağını biliyor ve bunu istemiyor. 'Olsun ama çok da güçlü olmasın' anlayışı var. Kalıcı bir çözüm getirmeme niyeti var"

23 Şubat 2018 Cuma 14:08
 Fransa'da İslam eğitimi tartışılıyor
 


Alsace İslam Konseyinin eski Başkanı Ercan: "Fransa yönetimi İslam dini ve imamların eğitimini Fransa’da vermek istiyor, göçmen nüfusun geldikleri ülkelerle bağını koparmak istiyor ama bir yandan da bu eğitimi verecek kaynak ve kadrolara sahip değil"

"Müslümanlar bu ülkede yeni sayılır. Her alanda yapılanma, yerini belirleme aşamasındalar"


PARİS - Alsace İslam Konseyinin eski Başkanı Murat Ercan, Fransa yönetiminin Müslüman nüfusa dini eğitimin Fransa içinde verilmesi prensibini savunduğunu fakat bunun için yeterli kaynak ve kadroyu sağlayamadığını söyledi.

Ercan, Fransa yönetiminin son dönemde tartışmaya açtığı ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, yaz aylarına doğru çerçevesinin çizileceğini ilan ettiği "Fransa İslamı veya Fransa’ya özgü İslam" anlayışına dair görüşlerini paylaştı.

Avrupa'da Müslüman nüfusun en yoğun olduğu ülke Fransa, Müslümanların din eğitiminde dış bağlantıları kesmek ve başka ülkelerden yönlendirilen bir dini eğitime son vermek isterken, aynı zamanda camiler başta olmak üzere Müslümanlara ait dini mekan ve kuruluşların finansmanının Fransa dışından sağlanmasına da engel olmak istiyor.

Konuyla ilgili tartışmaları değerlendiren Ercan, “Gerçekliği ve tabanı olan bir tartışma değil. Fransa’daki camilerin yüzde 90’ından fazlası yerli destekle yani Fransa’da yaşayan Müslümanların maddi destekleriyle inşa ediliyor veya satın alınıyor. Sadece bazı sembolik camiler için Fransa dışından mali destek verilmiştir. Ayrıca bu sadece Müslümanlara özgü bir durum değil, Katolikler, Protestanlar, Ortodokslar da ibadet mekanlarını satın alırken veya inşa ederken ülke dışından bağış veya mali destek alıyorlar. Fakat bu mali destek tartışması nedense sadece Müslümanların ibadethaneleri hakkında ortaya atılıyor.” dedi.

Fransa’nın yurt dışından yatırımcı çekmek için kampanyalar düzenlediğine dikkati çeken Ercan, “Yüzde 10 oranında bile olsa, bu ibadet mekanlarının satın alınması, inşası için gelen destekler de Fransa ekonomisine kazandırılmış sayılmaktadır. Buradaki şirketlere iş veriliyor, istihdam sağlanıyor. Dolayısıyla buna karşı çıkmak, suni de olsa anlamsız ve yersiz bir tartışmadan öte bir şey değildir.” ifadelerini kullandı.

Yabancı din adamları konusunun da özellikle aşırı sağ tarafından abartıldığını kaydeden Ercan, “Fransa’da 2 bin 500’ü aşkın cami var. Neredeyse iki bin imam görev yapıyor. Bunlar arasında yabancı imam sayısı 300 civarındadır. Yurt dışından gelmektedir. Fransa ile yapılan bir anlaşma çerçevesinde ve Fransızca dilini öğrenerek gelmektedir bu imamlar. Bu imamlar ile ilgili şimdiye kadar herhangi bir sıkıntı veya şikayet söz konusu olmamıştır. Sonuçta resmi kanallarla belirlenen ve göreve getirilen eğitimli kişiler bunlar. Burada Fransa’nın bir sıkıntısının olduğu görülüyor, Yabancı ülkeden imam gelmesin şeklinde. Toplam imam sayısının yaklaşık yüzde 15'ini oluşturan bu kişilerle ilgili Müslüman halkın bir sorunu veya şikayeti olmamıştır.” şeklinde konuştu.

Fransa yönetiminin yurt dışından gelen din adamlarının önünü kesmek için önce ülkede görev yapan imamların hakları konusunda çalışma yapması gerektiğine inanan Ercan, "Burada görev yapan imamların hakları, emeklilik, sosyal güvence, eğitim, maaş gibi konuların düzenlenmeden, ‘imamlar gelmesin’ demenin bir mantığı yoktur. Önce bir altyapı hazırlanmalıdır. Burada eğitim verilip imam olarak mezun edilse bile, bunların yukarıda saydığım hakları belirlenmedikçe bir geçerliliği kalmaz ve kimse de ilgi göstermez." dedi.

- Fransa Müslüman ülkelerin tecrübelerinden yararlanmalı

Fransa’daki İslam veya Müslümanların varlığının 50 yıllık bir geçmişe sahip olduğunun altını çizen Ercan, “Yabancı ülkeler denilen İslam ülkeleriyle iş birliği içinde olunmalı. Burada alimlerimiz yok, din adamlarımız, akademisyenlerimiz yok. Fransa’da yeterli altyapı, bilgi, birikim yok. Ayrıca imam yetiştirmek için eğitim verecek kişiler de yok. Dolayısıyla Müslüman ülkelerin bilgi, deneyim ve akademik kadrolarından yararlanmak zorunda.” ifadelerini kullandı.

Ercan şöyle devam etti:

"Bu anlamda Türkiye olsun, Mağrip ülkeleri veya başka Müslüman ülkelerle ortaklaşa bu eğitimi vermek zorundadır. Fransa’da Fransızca verilecek bir eğitim isteniyor fakat İslam ilimlerini, kelamı, fıkıh veya akaidi Fransızca olarak üniversitede öğretecek, bu dersleri verecek kimse yok. İslam dünyasının tecrübelerinden faydalanıp, o ilişki kanallarını açık tutarak, birikimleri buraya aktarmalı, burada da Müslümanların kendi aralarında ortak ve güçlü bir yapı oluşturmaları lazım. İmkanı olan bir yapı demek istiyorum. Ancak bu şartlar sağlandıktan sonra imamların burada yetiştirilmesi ve eğitimi söz konusu olabilir.

Yani kısaca Fransa yönetimi İslam dini ve imamların eğitimini Fransa’da vermek istiyor, göçmen nüfusun geldikleri ülkelerle bağını koparmak istiyor ama bir yandan da bu eğitimi verecek kaynak ve kadrolara sahip değil. Birkaç tane var ama o kişiler de eğitimlerini yurt dışında almışlar."

En büyük sorun güçlü bir kurumun olmayışı

Fransa’daki en büyük sorunun Müslümanları temsil eden ve Müslümanların da büyük oranda sahiplendiği güçlü bir kurumun bulunmayışı olduğunu kaydeden Ercan, "Maddi imkan vermeyince güçlü bir kurum ortaya çıkmıyor. Çünkü devlet de bir muhatap istiyor. Orada bir dernek, şurada bir cami gibi dağınık bir yapıyla baş etmek zor. Nasıl diğer dinlerde bir muhatabı varsa, İslam ile ilgili de bir muhatap olsun istiyor. Türkiye’deki Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir model aslında Fransa’nın aradığı." dedi.

Güçlü bir temsil kurumunun sağlanmasıyla Fransa’da tüm Müslümanlara sağlıklı bir şekilde hitap edilebileceğini belirten Ercan, "Güçlü bir kurum için de maddi imkan verilmesi gerekiyor. Bunu sağlamak için mesela helal et sertifikası verilerek kaynak oluşturulabilir, belediyeler mesela güvenlikle ilgili maddi destek ayırabilir, mezbahanelerle ilgili düzenleme yapılabilir. Şu anda Fransa’da helal kesim izni olan üç yer söz konusu. Paris Camii, Evreux ve Lyon’daki camiler. Bu gibi izinler ve düzenlemeleri yapma hakkı İslam Konseyine verilebilir. Böylelikle mali altyapısı desteklenerek güçlü bir kurum oluşturulmuş olur." ifadesini kullandı.

"Kalıcı bir çözüm getirmeme niyeti var"

Ercan, Fransa’nın mevcut durumdan memnun göründüğünü kaydederek, şu değerlendirmede bulundu:

"Fransa tek bir muhatap olsun diyor fakat güçlü olmasını istemiyor. Güçlü bir yapı ancak tabanın desteğini alan bir yapıdır. Güçlü bir yapı olursa Müslümanların daha fazla talepte bulunulacağını biliyor Fransa ve bunu istemiyor. Olsun ama çok da güçlü olmasın anlayışı var. Kalıcı bir çözüm getirmeme niyeti var. Ara sıra 'itibarsızlaştı bu kurum' diye çıkışlarda bulunuluyor. İki yıl önce "İslam ile Diyalog Konseyi" diye bir yapı oluşturuldu mesela. İslam Konseyi varken yanına hem böyle bir kurum daha açılıyor hem de 'Müslümanların tek bir üst kurumda temsil edilmesi gerekir' deniyor."

Fransa’da sadece Müslümanların devletin çerçeveye alıcı tavrıyla karşı karşıya olmadıklarına dikkati çeken Ercan, “200 yıl önce Yahudilere de böyle bir çerçeve sunularak anlaşmaya varıldı. Katolik veya Protestan kiliseleri ile de bir üst yapı oluşturularak devlet-din ilişkisinin prensipler dahilinde sürdürülmesi sağlandı. Bu nedenle Fransa İslam Konseyi güçlendirilerek Müslümanların tepe kuruluşu haline getirilmesi sağlanabilir.” dedi. 

Müslüman nüfusun hızla arttığı bir ülkede, İslam dininin temsili ve kurumlarının oluşturulmasında ciddi adımların atılması gerektiğini belirten Ercan, “Fransa’daki bütün kiliseler devlete veya belediyelere aittir. Kilise veya katedrallerin güvenliği ve temizliği, bakımı yine devlet tarafından üstlenilmiştir. Geriye sadece din görevlilerinin maaşları kalıyor ki bunu da emlak gelirleri, okulları, hastaneleri ve bağışlarla karşılıyorlar. Buna rağmen son dönemde cemaat sayısındaki büyük düşüş nedeniyle sıkıntı içinde olduklarını belirtiyorlar. Doğal olarak Fransa’da güçlü ve mali açıdan gelişmiş bir yapıya sahip Hristiyan veya Yahudi cemaatleri. Müslümanlar bu ülkede yeni sayılır ve her alanda yapılanma, yerini belirleme aşamasındalar.” ifadesini kullandı.

(AA) Ömer Aydın

    Yorumlar

HAVA DURUMU
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
NAMAZ VAKİTLERİ
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
EN ÇOK OKUNANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
SPOR TOTO SÜPER LİG
Tür seçiniz:
E-GAZETE
ARŞİV
banner4