banner3

19 Mart 2024 Salı

Veyis Güngör'den yeni bir kitap: Avrupa Türkleri Üzerine Düşünceler.

H. Reker: 'En önemli konu sosyal barış'

Gazetemize konuşan Köln Belediye Başkanı Henriette Recker, uyumdan eğitime, trafikten Köln-İstanbul kardeş şehirliğine kadar bir çok konuda önemli açıklamalar yaptı.

09 Haziran 2016 Perşembe 16:24
H. Reker: 'En önemli konu sosyal barış'


‘‘Köln‘de sosyal yaşantı yani sosyal barış benim için en başta geliyor diyebilirim. Bunun için doğal olarak ekonominin de ilerlemesi gerekiyor, çünkü sosyal barış içinde yaşamak için herkesin işi ve evi olması lazım. Entegrasyon çalışmalarına daha önem vermemiz gerekli.’’


İntertürk - Köln
Röportaj: Bayram Özkan




Sayın Reker, geçen yıl size karşı yapılan ırkçı bıçaklı saldırıdan sonra üç hafta önce tekrar tekrar ameliyat oldunuz, şimdi sağlık durumunuz nasıl?

Henriette Reker: Evet, üç hafta önce boğazımdan tekrar ameliyat olmak zorunda kaldım ama şimdi sağlık durumum daha iyi hatta ameliyattan sonra dört günlüğüne Pekin ziyaretine gittim, işlerime devam ediyorum.

Önceden Köln Belediyesi‘ nde Sosyal İşler, Entegrasyon ve Çevre bölümü sorumlusuydunuz, belediye başkanı olarak hangi sorunlarla karşı karşıyasınız?

Henriette Reker: Sorunlar topluluğu diyebirim. Köln gibi gelişmekte olan büyük bir şehrin tabii ki çözülmesi gereken bir çok sorunları var. Öncesinde belediyede Sosyal işlerden sorumlu biri olarak, Köln‘de sosyal yaşantı yani sosyal barış benim için en başta geliyor diyebilirim. Bunun için doğal olarak ekonominin de ilerlemesi gerekiyor, çünkü sosyal barış içinde yaşamak için herkesin işi ve evi olması lazım. 

Entegrasyon çalışmalarına daha önem vermemiz gerekli, Sosyal işler sorumlusu olduğum zamanlarda da hep Almanya‘da yaşayan göçmenlerin ertegre edilmelerinde fazla zaman kaybedildiğini ve buraya gelen göçmenlerin yeterince değerlendirilmediğinden şikayet ettim ve bunun için entegrasyon çalışmalarını da belediye başkanlığı işlerine dahil ettim. Bunu başta eleştirenler oldu ama Köln‘de geçen yılbaşında yaşanan olaylardan sonra eleştirilerin arkası kesildi. Entegrasyon çok önemli bir konu ve kendiliğinden hallolacak bir mesele değil. Bu alanda yatırımlar yapılması gerekli, göçmelerin iş hayatına kazandırılması, yeni meslek eğitimi gibi imkanlar verilmesi, mesela onlara ödenilebilir konutlar yapılması gerekiyor.

Eğitim önemli bir sorun, anaokulundan itibaren başlayan bir sorun. Eğitimde çok dillilik artık çok gerekli hale geldi. Benim cocukluğumda ben de çok dilli eğitim almış olmayı isterdim ama bizim zamanımızda böyle gereklilik oluşmamıştı. Benim de Türk sınıf arkadaşlarım vardı, o zamanlar Türkçe öğrenmiş olsaydım, şimdi bunun faydasını görecektim.

Kısacası Köln‘ün ekonomik yapısını geliştirmek, entegrasyon konusunda daha çok çalışmak, yeni konutlar yapılmasını desteklemek, eğitim alanlarındaki sorunlara çözümler geliştirmek, bütün gün okullarını yaygınlaştırmak gibi,trafikteki sorunlara çareler bulunmasını başlıca zorluklar olarak sayabirim.

Uyum çalışmaları olarak neler yapılması gerekiyor?

Henriette Reker: Ben kendimden bir örnek vereyim. Benim eşim Avustralyalı yani göçmen. Ben O‘na ‘‘Senin için bir uyum paketi uygulanması gerekiyor‘‘ desem çok şaşırır tabii. Dünyanın küreselleşmesine hayır diyemeyiz, göçmenlerin farklı kültürel ve dini yaşantıları olaması doğal birşey, bu aynı şehirde veya aynı ülkede birlikte yaşamayı engellemez, çünkü herkesin ortak yanları, ortak yaşantıları vardır ve kanunlara uyulduğu takdirde, herkesin birlikte barış içinde, eşit haklara sahip olarak, kendi kültürü, dini inancıyla yaşaması tabiiki mümkün.

Köln de son yıllarda trafik sorunları çoğalan şehirlerden birisi. Trafikteki zorluklar nelerdir?

Henriette Reker: Şu an Köln trafiğinin en büyük sorunu köprülerin tadilatının yapılabilmesi. Bu yılın sonunda Mülheimer Brücke‘nin tadilatı başlayacak ve her yöne sadece tek şerit kalacak, sonra diğer köprüler.  Finansal olarak Köln Belediyesi‘nin bu yükün altından kalkması mümkün değil, yani hem Eyalet hem de Federal Hükümet‘in finansal desteğine ihtiyacımız var. 

Köln Bölgesi içinde 2600 km yol bulunuyor, bu yolların tadilatı ve yenilenme işlerinide Köln Belediyesi tek başına kaldıracak durumda değil. Köln Belediyesi gelecekte hangi projelere öncelik vermek zorundadır, buna karar vermek gerekiyor, Ren Nehri kenarına yapılan merdivenler gibi projelere mi yoksa şehrin önünde bekleyen, trafik gibi, altyapı sorunlarına mı?. Öncelikli olarak trafiğin daha iyi işlemesine para harcamamız gerekli tabii. Mobilitaet Konsept Köln 2020 Projemiz var. Bu proje trafiğin üç bölümlü olarak ele alınmasını öngörüyor. Birincisi toplu taşıt, ikincisi özel araç trafiği, üçüncüsü de bisiklet ve yaya trafiği. 

Köln bisiklet trafiği gittikçe artan bir şehir, yani bisiklet yollarını geliştirmemiz gerekiyor, bu araba trafiğinin azalması anlamına geliyor. Küçük ölçekli yük taşımacılğı yapan araçlar için özel park yerleri yapılması da bu konseptin içinde var. Şehir merkezindeki park yapılan caddelerin sınırlandırılması ve şehir merkezindeki havanın fazla karbondioksitten kurtulması gerekiyor. Köln‘ün şehir yapısı orta çağa dayandığı için caddelerin ve sokakların genişletilmesi mümkün değil.

Elektrikli arabada gelişme nasıl?

Köln de kullanılan araba sayısı yaklaşık 477 bin. Bunun sadece 1050‘si elektrikli araba. Köln Belediyesi‘nde 56 elektrikli araba kullanılıyor ve 120 depolama istasyonumuz var. Genel araba sayısına kıyasla bu rakamlar çok düşük ama bu Almanya genelinde de böyle. E-Araba sektöründe gelişme yavaş ilerliyor.    

Köln‘ ün sanat ve kültür yeri olarak tanıtılmasını ve değerlendirilmesini önemsediğinizi söylemiştiniz,bu konuyu anlatır mısınız?

Henriette Reker: Köln aslında çok tanınan bir şehir, hatta küçük bir dünya şehri de diyebiliriz. Geçenlerde yaptığım Pekin ziyaretinde ordaki insanların Köln’ ü tanıdığını farkettim. Köln Katedrali’ni bilmeyen yok. Köln zaten dışa açık ve güvenli bir şehir. Köln’de bir çok müze, tiyatro, müzik gösterilerinin yapıldığı mekanlar var. Bunun yanısıra serbest sanat dediğimiz, özel organize edilen sanat etkinlikleri var, yani buraya gelen turistlerin sadece eğlenceye gelip bir günde gitmemeleri için yeterli bir sanat ve kültür yeri Köln, ama bunu turistlere gösterebilmemiz, sanat ve kültür faaliyetlerini de değerlendirmemiz gerkiyor.

Köln’de bir de göçmen tarihini sergileyen DOMİD adında bir dernek var. Bu derneğin de müze haline getirilmesi Köln için önemli olmaz mı?

Henriette Reker: Elbette olur, göçmen tarihi bizim tarihimizin bir parçası. Ben de gittim gezdim DOMİD’ in göçmen tarihi sergisini. Ehrenfeld Belediye Binası içinde. Köln Belediyesi DOMİD’ in odalarını sergi için daha elverişli hale getirmek için çalışıyor ama oranın bir göçmen müzesi haline getirilmesi için Eyalet ve Federal Hükümetin birşeyler yapması gerekiyor, bildiğim kadarıyla DOMİD her iki hükümetle de bu konuda görüşmelerini sürdürüyor.

Türk kökenli göçmenler özellikle gençlere uygulanan meslek yeri ve iş ev bulmada ayrımcılık yapıldığından şikayet ediyorlar, bu sorunun çözümü için neler yapılablir?
Henriette Reker: Göçmen kökenli gençlerin iyi eitimli alması Almanya için çok önemli bir konu. Eskiden meslek eğitimi ve yüksek okul mezunu olmadan da iş bulma imkanı vardı, gelişen teknolojiyle eğitim olmadan iş bulmak zorlaştı. Köln’de şu an meslek eğitimi yapan gençlerin yüzde 35’i göçmen kökenli ve İş Ajansı okul diploması olmayan gençleri de meslek eğitimine kazanmak için çalışmlarını yürütüyor. 

Türkiye Köln Başkonsolosluğu da bu çalışmalara destek veriyor. Burda doğmuş büyümüş gençlerin eğitim açısından kaybedilmemesi çok önemli, Almanya’nın eğitimli her gence ihtiyacı var, hatta iki dilli eğitimli gençlerin belediye kurumlarında daha çok çalıştırılması ve devlet kurumlarının da toplumdaki çeşitliliği yansıtması gerekli, kamu kurumlarında çalışan göçmen kökenli insanlar, çift dil bildikleri için, oralarda yapılan işlemlerin kolaylaşmasını sağlayacaktır. Göçmen kökenli gençlerin ders notları iyi olmasa bile, çift dilli olmaları fırsatının değerlendirilmesi, bu konuda çalışılması ve yeni yollar bulunması gerekiyor, diye düşünüyorum.

Almanya’da yaşayan Türk Cemaati için Köln başka bir önem taşıyor, çoğu Türk dernek ve kuruluşların merkezi burada. Sizin için de bu önemli mi?

Henriette Reker: Almanya’da yaşayan Türk Cemaati’nin kuruluşlarının merkezlerinin Köln’de olması elbette benim için de önemli. TD-İHK’ nın da ( Türk-Alman Endüstri ve Sanayi Odası) Köln’den Berlin’e taşınmasını ben şahsen istemezdim. Bu kuruluşların ve derneklerin Köln ekonomisine katkıları küçümsenemez. Burada şu konu da önemi, insanların birbirleriyle şahsi temasları da olmalı. 

Örneğin, Türk Başkonsolosu’nun eşi benim arkadaşım ve arada bir beni evlerine davet ediyorlar, buluşup sohbet ediyoruz. Bu benim beş yıl Sosyal işler Bölümü’nde çalışmamdan kaynaklanmıyor, sadece bir makam temsilcisi olmakla insanlara yakın olunmaz, ben şahıs olarak insanlarla irtibatim olduğu için insanlara yakınlık duyuyorum.

Türk kuruluşlarına son zamalarda PKK yandaşları tarafından saldırılıyor yapılmaya başlandı, buna karşı ne yapmak gerekiyor?

Henriette Reker: Almanyada başka yerlerde böyle olaylar olduğunu biliyorum, sizin bu sorunuzu önceden bildiğim için araştırdım ama Köln’de böyle bir olay olmadığını söylediler.

Geçenlerde Keupstrasse’de bir Türk’ e, arabasında bozkurt resmi olduğu için, yaklaşık 50 PKK yanlısı saldırdı ve dövdüler.

Henriette Reker: Böyle olayları polisin takip etmesi gerekiyor. Belediye olarak da böyle olayların yaşanmasına fırsat verilmemesi gerekiyor. Suç işleniyorsa burda polise görev düşüyor. Polisin de ayrıca Keupstrasse’ye 2004 de yapılan ırkçı bomba saldırısından da ders çıkarması ve saldırıya uğrayanları suçlayıcı soruşturma yapmaması lazım. 

NSU terör örgütü saldırısından sonra polisin Keupstrasse’deki soruşturma yöntemi, kurbanları suçluymuş gibi soruşturması inanılır gibi değil. Yapılan yanlışlıklardan öğrenildiğini umut ediyorum. Diğer taraftan, NSU saldırısından sonra Keupstrasse’de bütün Köln’lüler tarafından oluşturulan ‘’ Birlikte ‘’ adındaki dayanişması Köln adına gurur verici, Köln halkının ırkçılığa karşı birlikte dayanışmasını gösteriyor. 

Köln – İstanbul kardeş şehirliği ne durumda?

Henriette Reker: Köln ile İstanbul arasında yapılan kardeş şehir ortaklığı bizim için önemli. İki şehir arasındaki ortaklık çerçevesinde yapılan faaliyetler devam ediyor. Üç, dört yıl önce İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş buraya geldiğinde ben de zaten Köln Belediyesi’nde çalışıyordum ve kendisi beni de o zaman İstanbul’ a davet etmişti. Şimdi sıra bizde. Ben de yakın bir zaman da İstanbul’u ziyaret etmeyi düşünüyorum. Daha önce İstanbul’a gitmiştim.  Türkiye’ye ilk 12 yaşımda ailemle ve bir Türk sınıf arkadaşımın ailesiyle İzmir’e gitmiştik. O zamanlar faytonlar vardı İzmir’de ve büyük bir kervansarayı gezdiğimizi hatırlıyorum. Çocuk yaşlarda Türkiye’ ye gitmenin tecrübesi iyi birşey.            


    Yorumlar

HAVA DURUMU
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
NAMAZ VAKİTLERİ
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
EN ÇOK OKUNANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
SPOR TOTO SÜPER LİG
Tür seçiniz:
E-GAZETE
ARŞİV
banner4